1 yıldan biraz uzun bir süre geçti yeni ekonomi yönetimi göreve geleli.

Mehmet Şimşek bakanlık görevini devralırken o meşhur “Rasyonele dönmekten başka seçeneğimiz kalmadı” ifadesini kullandı.

Ancak onun “irrasyonel” diye tanımladığı o dönem, yine kapıda olabilir!

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın açıklamaları kafaları karıştırdı, soru işaretlerini artırdı.

***

Cumhurbaşkanı Erdoğan İspanya ve İtalya dönüşü uçakta gazetecilerin sorularını yanıtladı.

Uçak dönüşleri biz basın mensupları için önemlidir.

Genelde cevap verilmek istenen konular “sorulandırıldığı” için bol manşet çıkar.

Yine benzeri oldu.

Erdoğan satır aralarında patenti kendisine ait meşhur “Faiz sebep enflasyon sonuç” tezine dönülebileceğinin sinyalini verdi.

Bir süredir Erdoğan’ın yüksek faize rağmen enflasyon düşmediği için kızgın olduğuna dair kulis haberler vardı.

Ancak yine de Cumhurbaşkanı, kendinden beklenmeyecek bir şekilde, Merkez Bankası’nın faiz artışı kararlarıyla ilgili açıklama yapmıyordu.

Sessizliğini bozdu.

Enflasyonla ilgili bir soru üzerine, “Yılın son çeyreğini bekleyeceğiz. Yılın son çeyreğinde inşallah bunlar tam manasıyla görünecek. Şu anda işi sıkı tutuyoruz. Ama bütün mesele yine geliyor, faiz olayına dayanıyor. İnşallah faizde atacağımız adımlarla enflasyonu son çeyrekte çok daha olumlu bir konuma taşımış olacağız” dedi.

Bu ifadeleri yine direksiyona geçtiğinin işaretini verdi.

***

Merkez Bankası 1930’da kurulurken Türkiye Cumhuriyeti değil Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) ismi konuldu.

Amaç bankanın bağımsızlığını vurgulamak, devlete ait bir kurum olmadığını ortaya koymaktı.

Ama son yıllar TCMB için önemli bir sınav oldu.

Erdoğan Temmuz 2019’da Merkez Bankası Başkanı Murat Çetinkaya’yı bir gece yarısı kararıyla görevden aldı.

Erdoğan adımını “Davul birinin elinde, tokmak birinin elinde, yanlış bir yaklaşım … Verilen talimatlara uymayan bu arkadaşımızın bir değişikliğe tabi tutulmasının gerektiğine inandık” diye savundu.

Davulu da tokmağı da istiyordu.

Alana kadar da mücadelesini verdi.

İstediği faiz indirimi 16 ay boyunca gelmeyince, sonraki başkanlar; Murat Uysal ve Naci Ağbal da koltuklarına veda etmek zorunda kaldı.

Anayasa Mahkemesi ise 5 yıl sonra, bu ay başında Erdoğan’ın KHK ile kullandığı bu yetkisinin Anayasa’ya aykırı olduğuna hükmetti.

5 yıl gecikmeli bu karar yüzünden Türkiye büyük bir ekonomik krize sürüklendi.

O epistemolojik kopuş TCMB’nin eski Başekonomisti Hakan Kara’nın ifadesiyle “tarihin en pahalı iktisat deneyi”ydi.

***

AYM ile iplerin gergin olduğu bu dönemde, tam da bu karardan kısa bir süre sonra gelen açıklama şüphesiz önemli.

Erdoğan Mehmet Şimşek’e verdiği tokmağı tekrar geri almak istediğini net bir şekilde ortaya koymuş oldu.

Türkiye’de her alanda kritik kararlar bir kişinin iki dudağının arasında olunca, el mahkum satır aralarından niyet okumalar yapılmak zorunda kalınıyor.

Bu açıklamaya göre de anlaşılan o ki, ekonomi yönetimine “son çeyrek” yani Ekim-Aralık’a kadar bir süre tanınmış durumda.

Üstelik bu açıklamada Merkez Bankası’na da verilen bir mesaj var.

Cumhurbaşkanı Haziran 2022’de bir kabine toplantısı sonrasında kameralar karşısına geçmiş, çok tartışılan “Bu iktidar faizi artırmayacaktır. Biz faizi düşürmeye devam edeceğiz” ifadesini kullanmıştı.

Merkez Bankası’nın karar verme yetkisini, bağımsızlığını hiçe saymış, açık açık faiz kararlarını iktidarın verdiğini söylemişti.

2 yıl sonra “Faizde atacağımız adımlarla” ifadesiyle yine benzer bir mesaj verdi.

Uzun bir aranın ardından bir kez daha açık açık Merkez Bankası’nın yetki alanına girdi.

Erdoğan’ın yeni ekonomi yönetimine tanıdığı alan sayesinde, bugüne kadar başkanlık koltuğunun en stressiz günlerini yaşayan Fatih Karahan için zor bir dönem başlıyor gibi görünüyor.